TV
ekranlarından, “Kanlı Cumartesi”
sonrası cenazelerini alan perişan durumdaki ailelerin, sevdiklerini ebedi
yolculuğa uğurladıklarına ilişkin görüntüler seyrediyoruz. Birbirinden habersiz
onlarca aile, yurdun dört bir köşesinde acıyla sevdiğini kara toprağa veriyor.
HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu acıları bir nebze paylaşmaya çalışıyor,
cenazelere katılıyorlar ama ne Cumhurbaşkanı, ne Başbakan, ne bakanlar cenazelere
sahip çıkıyor.
Dahası, Türkiye tarihinin en alçak saldırısının olduğu noktaya,
devleti temsilen tek bir görevli bile gidip acıları paylaşmaya, devletin
mağdurların yanında olduğunu göstermeye yanaşmıyor. Devleti temsilen hiç bir
üst düzey görevli ortada yok. Hatta ve hatta, Diyanet İşleri Başkanı bile…
Devletin, Ankara Katliamı ile açılan yaraları bir nebze olsun sarabilmesi
için sorumluları bulup cezalandırmanın yanı sıra yapması gereken birkaç görev
var. Bunlar, hayatını kaybeden masum vatandaşlarını “Terör şehidi” kabul etmek, onların hatırasına bir “Devlet Töreni” düzenlemek ve tazminattır.
Tazminat konusunu yarına ayrıntılı şekilde yazacağım. Ama,
hemen bugün bu ülkeyi yönetenlerin yapmaları gereken en acil görev kısa sürede
bir devlet törenine karar vermektir. Cumhurbaşkanı ve başbakan bunu
düşünemiyorsa, muhalefet partileri düşünmeli ve önermelidir.
Ülke
tarihinin gördüğü en büyük terör olayının kurbanlarına karşı yapılacak bu tür
bir tören, sadece acıları azaltmakla kalmaz, ülkenin birliğine de hizmet eder.
BAŞKA ÜLKELER TERÖR MAĞDURLARI İÇİN NE
YAPIYOR?
Avrupa’nın
en büyük terör olaylarından biri olan 11
Mart 2004 Madrid bombalı saldırılarında 200’e yakın kişi ölmüştü. Ulusal
yas ilan edildi ve iki hafta sonra 24
Mart 2004’te ölenler için bir devlet töreni düzenlendi. Fransa
Cumhurbaşkanı, Alman ve İngiltere başbakanları, ABD Dışişleri bakanı ve pek çok
kral, devlet başkanı ve başbakanın yanı sıra dönemin Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ve Devlet Bakanı Beşir Atalay da oradaydı. ( http://www.zaman.com.tr/dunya_ispanyada-teror-kurbanlari-icin-devlet-toreni-basladi_29675.html
)
Benzeri
bir devlet töreni 7 Temmuz 2005 günü bir dizi bombalı saldırıda ölen 52 kişi için
de Londra’da düzenlendi.
Terör
saldırılarında ölenlerin “Devlet töreni”
ile anılması ve devlet adına özür
dilenmesi pek ala mümkün. Devletler uzak geçmişlerinde yaptıkları için
olduğu kadar, gayet yakın dönemlerdeki suç ve ihmalleri için de özür diliyor ve
terör mağdurlarını devlet töreniyle anıyor. Örneğin 23 Şubat 2012’de Almanya bir
Neonazi örgütünün 2000 – 2007
yılları arasında öldürdüğü 8’i Türk 10
kişi için başkent Berlin’de devlet töreni düzenledi.
Başbakan Angela Merkel konuşmasında kurbanların
ailelerinden özür diledi. Dünyanın en güçlü
ülkelerinden birinin başbakanı, yönettiği devletin doğrudan neden olmadığı ama,
can güvenliğinden sorumlu olduğu yurttaşlarından, üstelik te göçmen
yurttaşlarından özür diliyordu.
Bir
devletin, ölen yurttaşlarını “devlet
töreni” ile anması veya sonsuz yolculuklarına uğurlaması için ille bir
terör olayının gerçekleşmesi de gerekmiyor. Bu yılın Nisan ayında, Almanya’nın
Köln kentinde, bir ay önce Fransa'da meydana gelen uçak kazasında hayatını
kaybeden 150 yolcu ve mürettebat anısına da bütün protokolün katıldığı bir
devlet töreni gerçekleştirildi.
Amerika Birleşik
Devletleri’nde 11 Eylül saldırılarından
sonra kurbanları anmak adına düzenlenen devlet töreninin büyüklüğü, o törene
katılan dünya liderleri, sanatçılar vb. hepsi hafızamızda. Yine Boston’daki
saldırıdan sonra düzenlenen devlet törenlerinin görüntüleri de aklımızda.
Yine Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun ülkemizi temsilen bizzat katıldığı Paris’te yaşanan Charlie Hebdo saldırı sonrası Fransa’nın
düzenlediği ve onlarca ülke devlet ve hükümet başkanının katıldığı devlet
töreninin fotoğrafları hepimizin zihninde tap taze.
DEVLET DEVLETLİĞİNİ GÖSTERSİN
Bu devleti
yöneten siyasi liderlere sesleniyorum: Acaba buna benzer bir saldırı kendi
partinizin düzenlediği bir mitingde meydana gelseydi ne yapardınız? Veya size
yakın sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği
bir mitingde bunca can kaybı yaşansaydı, yine cenazelerin sessizce ve ortada
devlet yokmuş görüntüsü içinde
gömülmesine razı olur muydunuz?
Yoksa, Diyanet İşleri Başkanı dahil tüm devlet zevatı acıların paylaşılmasına
katkıda bulunur muydu?
Kararınız, yurttaş
cenazelerini dahi ayırıp ayırmadığınız konusunda sizleri daha iyi anlamamıza
yardım edecek.
Radikal, 13 Ekim 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder