7 Haziran'da güvenlik ve güvenilirlik açısından bir
hayli yüksek meşruiyete sahip bir seçim yaptık. Peki 1 Kasım'da ne yaşayacağız?
Seçim güvenliği ve seçim sonuçlarının güvenilirliği açısından 2 Kasım'da nasıl
bir Türkiye'ye uyanacağız?
Vatandaşlar olarak bu soruları sormak için yeterince
sebebimiz var. Bundan önceki yazımda bu çerçevede 1 Kasım seçimlerine özel bir meseleye
dikkat çekmiş ve seçimde "bindirilmiş kıta ihtimaline dikkat"
demiştim.
(http://www.radikal.com.tr/yazarlar/necati_ozkan/1_kasimda_bindirilmis_kita_ihtimaline_dikkat-1429151)
Meclis'teki partilerin, daha fazla milletvekili çıkarmak için hangi
seçim çevresinde kaç oya ihtiyacı olduğunu önceki seçimlere oranla çok daha
kesin biçimde bildiğini ve partilerin, bazı seçim çevrelerine yoğunlaşmaya
dayalı oyun planları uygulayabileceğini belirtmiştim.
Eğer şu ya da bu parti, 1
Kasım'da hile yapmaya niyetli ise şartlar onlara önemli bir avantaj sunuyor
diye uyarmış; adil ve özgür seçimlerin gereğine inanan herkes bu konuda dikkatli
olsun demiştim. "Seçmenin kendi
seçim bölgesindeki seçmen sayısının 7 Haziran ile 1 Kasım arasında anormal bir
biçimde artış göstermediğinden emin olarak sandığa gitmesini sağlamak
zorundayız." diye de eklemiştim.
PARTİLERİN GÖRDÜĞÜ TABLO
Bilindiği
gibi Türkiye’de 1960’ların başından beri adına d’Hondt denilen nispi temsil sistemi uygulanıyor. Bu sisteme göre, her seçim çevresinde
partilerin aldığı oy toplamı, sırasıyla 1’e, 2’ye, 3’e, 4’e vs bölünüyor. O
seçim çevresinin çıkaracağı milletvekili sayısına ulaşıncaya kadar bölme işlemi
devam ediyor. Elde edilen paylar, parti farkı gözetmeksizin, büyükten küçüğe
doğru sıralanıyor. Ve o seçim çevresinden çıkacak olan milletvekillikleri bu
sıralamaya göre partilere dağıtılıyor.
Biz de 7 Haziran Genel Seçimlerindeki sonuçları her
seçim çevresi için d’Hondt sistemine
göre tek tek analiz ederek, 1 Kasım için kritik illeri anlamaya çalıştık.
Aşağıdaki
tablo, 7 Haziran Genel Seçimlerinin sonuçlarına göre, belirli bir seçim
çevresinde herhangi bir partinin kazandığı son milletvekilliğinin başka bir
partiye geçebilmesi için gerekli olan asgari oy miktarını gösteriyor.
BİR KAÇ BİN OYLA MİLLETVEKİLLİĞİ
EL DEĞİŞTİREBİLİR
Bu
tabloda yalnızca, son milletvekilliğinin değişmesi için 5 bin civarı ve daha az
oy farkı içeren seçim çevrelerini okurlarla paylaşıyorum. Buna benzer bir tablo, 6-10
bin oy farkı olan seçim çevreleri için de hazırlanabilir.
Tabloda belirtilen sayılar, son milletvekilliğini kazanmaya en yakın partinin ihtiyacı olan oy miktarının katsayısını göstermektedir. Kimi şehirlerde, benzeri bir miktara yakın oyla milletvekilliğini elde edebilecek ikinci bir parti de bulunabiliyor.
Aşağıdaki
tabloyu bu seçim çevrelerinde mutlaka hile yapılacak diye yorumlamak elbette
doğru olmaz. Ancak bu tablonun, hileye tevessül edebilecekler için, "işe yarar koordinatlar" sunduğuna
da şüphe yok.
STRATEJİK SEÇMEN DAVRANIŞI
Ayrıca
bu tablo, stratejik seçmen denilen, somut olarak yaratacağı sonuca göre oy
verme davranışını benimseyen seçmenler açısından da bir anlam ifade ediyor. Gerçekten
de seçmenlerin bir bölümü, oyum boşa gitmesin düşüncesiyle, rejimde bir tehlike
hissettiği gerekçesiyle, ülkenin gidişatını değiştirmek için zorunlu adres
olarak görmesi nedeniyle, veya kendine en yakın hissettiği partinin o seçim
çevresinde gösterdiği adayı benimsememesi gibi gerekçelerle kendileri açısından
en iyi ikinci alternatife yönelebiliyorlar. Bu tür sonuca odaklı seçmenler
destekledikleri veya karşı çıktıkları partilerin kendi şehirlerinde bir fazla
milletvekili alması ya da alamaması için 7 Haziran'da oy vermedikleri bir
partiye oy verebilirler.
Her
halükarda 1 Kasım'a giderken siyasi partilerin gördüğü bu tablonun seçmenler
tarafından da bilinmesi, Avrupa
Parlamentosu Venedik Komisyonu'nun (Avrupa
Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu) "Seçmenlerin düşünce oluşturma
özgürlüğü" olarak tanımladığı özgürlüğün bir gereğidir.
ÖRNEK : İSTANBUL 3. BÖLGE
Okurun
1 Kasım akşamı karşı karşıya kalabileceğimiz seçim güvenliği riskini daha net
anlaması için yukarıdaki tablonun ne anlam ifade ettiği ile ilgili bir örnek verelim.
Aşağıdaki
ikinci tabloda İstanbul 3. Bölge seçim çevresi (Üstteki tabloda kazandıran oy sayısı 254 olarak gözüken çevre) ile ilgili hesaplamaya bakalım.
Bu seçim çevresinde, AKP 1.149.778, CHP 803.249, MHP 329.515 ve HDP
421.903 toplam oy almış. D’Hondt sistemine
göre partilen toplam oyları aynı
oranda tek tek bölündüğünde, 7 Haziran akşamı AKP 13, CHP 9, MHP 4 ve HDP 5 milletvekili çıkarmaya hak kazanmış.
Bu
hesaplamada kilit nokta, sonuncu
milletvekilinin kaç oy farkla kazanıldığıdır. Buna göre, MHP 82.379 oyla bu
seçim çevresindeki 31. milletvekilliğini kazanmış. Rakamları tersinden okursak,
ilave 253 oy (toplamda 253 x 14 = 3.542 oy) sağlayabilseydi AKP kendi 14ncü
milletvekilini, ilave 2.055 oy (toplamda 2.055 x 10 = 20.550 oy) sağlayabilseydi
CHP kendi 10nuncu ve seçim çevresinin 31. milletvekilini kazanmış olacaktı.
YSK tarafından açıklanmış olan seçim takvimine
göre bu Pazar günü yurtiçi ve yurtdışı seçmen kütükleri kesinleşecek. Yurtiçi seçmenlerin oy vereceği yer
ve sandıklar belirlenmiş olacak. Yurtdışı seçmenlerin oy kullanacakları
temsilcilikler, tarih aralığı ve yer bilgileri www.ysk.gov.tr adresinden ilan edilecek.
Bu nedenle, seçim güvenliği için en önemli risk olan
başka seçim bölgelerinden küçük oy kaydırmaları ile milletvekilliklerinin el
değiştirebileceği seçim çevrelerine odaklanılması olağanüstü önemlidir. Özetle ilgili tüm siyasi partilere çağrımızı
tekrarlıyoruz. Seçmen listeleri ile ilgili gerekli kontrolleri ve itirazları
yapabileceğiniz son tarih 20 Eylül
Pazar’dır.