75 yaşındaki "Demokratik sosyalist" |
HILLARY
OLMAZSA, SOSYALİST “BERNİE” VERELİM
Amerikan başkanlık seçimlerinde 8 yıllık Demokrat dönem sona eriyor mu? Obama’nın Bush sonrası devraldığı dibe vurmuş ekonomiyi iyileştirmesi,
istihdamı artırması, enerjide ABD’yi dışa bağımlılığı sonlandıracak noktalara
yöneltmesi gibi olumlu etkiler 2016’da yeni bir Demokrat adayın kazanmasına yardım edebilir mi? ObamaCare denen sağlık reformu, ülke
nüfusundaki kalıcı demografik değişiklikler ve Obama’nın inşasına yardım ettiği
dataya dayalı, dijital seçim kampanyası makinası, demokratların Beyaz Sarayı bir dönem daha elde
tutmalarına yardım edecek mi?
Amerika’da kimle konuşursanız bu sorulara farklı
yanıtlar alabiliyorsunuz.
Ama, Joe Biden
gibi ABD başkan yardımcısı bir ismin henüz adaylılığını ilan etmemiş olmasının
neden olduğu eksik rekabetten midir bilinmez, 2016 ABD başkanlık seçimlerinde Demokratik Parti içindeki ön seçim
kampanyaları, Cumhuriyetçi kanada
nazaran daha az heyecan yaratıyor. Cumhuriyetçi
Parti içinde yarışan aday adayları, hem sayıca hem de medyatik ilgi
açısından Demokratlardan 2- 3 kat daha önde görünüyor.
Demokratik Parti tarafında şu anda dikkate
değer altı aday yarışıyor : Eski dışişleri bakanı Hillary Clinton, senatör Bernard
Sanders, eski Rhode Island Valisi Lincoln
Chafee, eski senatör Jim Webb, Harward Hukuk Profesörü Larry Lessing ve eski Maryland senatörü Martin O’Malley. Bu altı aday içinden açık ara favori olan isim
tabi ki Hillary Clinton.
Hillary
Clinton’un kampanyası, muhtemelen şu anda en
profesyonelce yönetilen kampanya durumunda. Stratejisi, dijital ve örgütsel
altyapısı, ekip ve gönüllü gücü ile Hillary’nin
kampanyası, sanki partindeki ön seçimi kazanmış gibi ilerliyor. Bir diğer
ifadeyle Demokratik Parti iç
kamuoyundan ziyade 2016 seçimine odaklanmış gibi yol alıyor. Gerek stratejik
planlamada, gerekse medya kullanımında bu etkiyi net olarak farkediyorsunuz.
Hillary,
sadece Amerikan siyasetinin süper starı değil, aynı zamanda Demokratik
Parti’nin sevgili kızı. 20 yıllık siyaset tecrübesi var. Hillary Clinton “Her Amerikalı’nın
bir şampiyona ihtiyacı vardır. Ben o şampiyon olmak istiyorum” diyor.
Hillary’nın parti içindeki açık
ara liderliği yaygın bir kanı. Araştırmalar da bu kanıyı doğruluyor. Özellikle çalışan
kadın seçmenler ve Latin Amerika kökenli çevreler onun yanında. Ülkedeki
kadınların yanısıra, entellektül çevreler de “kadın başkan fikrini” destekliyorlar.
HILLARY
KAZAYA UĞRARSA
Hillary
ön seçimi kazanıp partisinin resmi adayı olabilirse, bilinen, sevilen,
desteklenen bir siyasetçi olmanın tüm avantajlarını kullanacak. Buna rağmen
2016 yarışından zaferle çıkabilmesi için siyahlar, gençler ve üniversiteli
seçmenlerden oluşan Obama İttifakı’nın
desteğine ihtiyaç duyacak.
Peki ya bir yol kazası olursa? Yeni bir skandal ortaya
çıkarsa? Veya Hillary 2008’de
yaptığı stratejik hataları tekrarlarsa… Ya da büyük veri ve seçmen analitiğine
dayalı dijital kampanyaya yoğunlaşmak yerine analog kampanyaya kanallarına
yönelirse…Demokratik Parti içinde yarışı kim göğüsleyebilir? Hele ki Joe Biden, John Kerry ve Al Gore
gibi diğer ünlü Demokrat isimlerden biri parti içindeki yarışta aday olmazlarsa
neler olabilir?
“BERNİE”
BERNARD SANDERS
Yarışan mevcut adaylar tek tek analiz edildiğinde
ortaya tek alternatif isim çıkıyor: Bernard
Sanders.
Sanders 75 yaşında. Polonya göçmeni Musevi bir ailenin oğlu. Hem bir akademisyen, hem bir insan hakları aktivisti,
hem de tecrübeli bir siyasetçi. Uzun yıllar Şikago ve Harvard
Üniversitelerinde siyaset ve insan hakları desrleri vermiş. Vermont eyaletinde siyaset yapmış, ardından
Vermont Valisi ve 2012 yılında ABD
bağımsız senatörü olmuş.
Ama “Bernie”yi
diğer tüm adaylardan ayıran şey siyasi kimliği. 40 yıllık siyasi hayatı boyunca
kendini “Demokratik sosyalist”
olarak tanımlamış. Uzun yıllar "bağımsız" siyasetçi olarak seçim kazanmayı
başarmış nadir Amerikalı siyasetçilerden biri.
Sanders, 2005 yılından beri Demokratik Parti içinde siyaset yapıyor. Partinin liberal, sol ve
sosyalist kesimleri ile ülkenin kentli, iyi eğitimli en liberal seçmenleri “Bernie’yi destekliyor.
ABD gibi kapitalizmin ve muhafazakarlığın ana değer
olduğu bir demokraside, sosyalist bir siyasetçinin şansı ne kadar olur, kestirmek
zor. Ama, bütün araştırmalardan mevcut aday adayları arasında Hillary Clinton’a en yakın desteğin Bernie’nin yanında olduğu gözüküyor.
Cumhuriyetçi kanatta Küba asıllı Katolik Marco
Rubio’nun, Demokrat kanatta ise Polonya asıllı Yahudi ve sosyalist Bernie’nin yarıştığı bir 2016 Başkanlık
seçimi Amerika’yı daha şenlikli ve
sevimli yapmaz mı?
Radikal, 3 Ekim 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder