Necati Özkan ve Seçim Zamanı

25 Ocak 2012 Çarşamba

Dink kararı adalete inancı yaraladı

Hrant Dink kararı Türkiye için yeni bir yüz karası oldu...
Siz uzun yıllardır siyasi iletişim çalışan bir isimsiniz... Son Hrant Dink kararı kamuoyunun algısını ne yönde etkilemiştir sizce ?

Siyaset, tarih boyunca bir başka kelimeden güç almıştır ve hep o kelime sayesinde etkin olabilmiştir. O kelime adalettir. Adalet olmadan toplumların uzun süre, istikrarlı biçimde yönetilebilmesi mümkün değildir.

Hrant Dink kararı, bu toplumda adalet fikrine olan inancı derinden yaraladı. Bu karar ile, son yıllarda ülkemizde çokça tartışmalı olan yargı daha da tartışmalı hale geldi. Bu kararla, “Yeni Türkiye”de adaletin dejenere edildiğine inanan kitlelere yeni kitleler katıldı.

Hrant Dink kararı adalete inancı öylesine dinamitledi ki, kararı verenler bile kendi kararlarının arkasında duramadılar. Medyada kararlarına haklılık bulma gayretine girdiler.

Karar başta Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlar olmak üzere devleti yönetenlerde de rahatsızlık yarattı.

Siyasi iletişim işi, bir fikir, parti veya lider lehine bireylerin ikna edilmesi işidir. Bu iş bazılarının zannettiğinin aksine, gercekler çarpıtılarak yapılamaz. Yani siyasi iletişim, olanları olmamış ya da olmayanları olmus gibi pazarlama işi değildir.

Hrant Dink kararını hiç bir siyasi iletişimci, hiç bir topluma pazarlayamaz.  

Karar feci de olsa, toplumsal refleks hiç beklenmeyecek kadar yüksekti. Çok farklı kesimler yürüyüşte yanyana geldi... Neden acaba ?

Kararın hemen ertesinde pek çoğu sosyal medya vasıtasıyla haberder olan onbinlerce insan bir araya geldi ve Dink kararının adaletsizliğine tepki gösterdi. Refleksin neredeyse kendiliğinden geliştiğini söylemek mümkün.

Son yıllarda siyasi davalar nedeniyle de toplum ayrıştı ve kutuplaştı. Çünkü büyük gürültüler koparan tartışmalı pek çok siyasi dava, bir demokrasi mücadelesi süreci gibi pazarlandı ve ülkenin geçmişine dönük bir hesaplaşma, devletin kirlerinden arınması gibi savlarla da dikkate değer bir taraftar buldu.

Hrant Dink kararı gösterdi ki, meğerse olan biten tam da böyle değilmiş… Meğerse devletin derinliklerindeki kirli yapılar hala etkinmiş... Ve bu yapılar bugün dahi, 1980’lerden kalma oyunlarına devam ediyorlarmış… Türkiye ve dünya kamuoyunun tepkisine aldırmadan pervasız işlere koyulabiliyorlarmış…

Onbinler kararı protesto etti.
Hrant Dink kararı, siyasallaştığı tüm kesimlerce kabul edilen ama, bir demokrasi mücadelesi sürecidir diye sabırla beklenen sürecin aslında tam da öyle olmadığını net bir şekilde ortaya koydu. Bu karar yargının siyasallaşması meselesinde taraf tutmanın, eninde sonunda herkese maliyetinin olacağının anlaşılmasını da sağladı.

O yüzden farklı kesimler hızla bir araya geldiler… O yüzden katılım bu kadar geniş oldu.

İnternetHaber için Özlem Gürses ile yapılan söyleşiden, 24 Ocak 2012


Hiç yorum yok: