Necati Özkan ve Seçim Zamanı

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Gürültü yapma konumlama yap!

Seçim kazanmanın yolu konumlandırma becerisinden geçer.
Seçim kampanyaları denince, bu topraklarda herkesin aklına slogan, şarkı, bayrak ve amblem gelir. Oysa bunlar sadece taktik araçlardır. İş stratejide başlar, konumlandırmada biter.

Üç bin yıl önce Çin’de yaşamış olan Tsun Tzu “Taktiksiz bir strateji zafere giden en yavaş yoldur. Stratejisiz taktik ise yenilgiden önce yapılan gürültü patırtıdan ibarettir” dediğinden beri dünyada bir şey değişmedi.

Gerçekten de bir seçim kampanyasını başarıya götüren şey bütçesinin büyüklüğü, medya desteği veya sloganı değildir; partinin veya adayın konumudur. Dünya demokrasi tarihi, konumlandırma hatalarından kaynaklanan unutulmaz derslerle doludur.

1964 ABD Başkanlık Seçimleri

Tarihte konumlandırma ile ilgili en çarpıcı örneklerinden biri 1964 seçimlerinde Amerikan başkanlık seçimlerinde yaşandı. 1963 Kasım’ında Kennedy öldürülünce, yerine silik Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnson geçmişti.

1964 Kasım’ında yeni başkanlık seçimlerine gelindiğinde  Türkiye’ye yazdığı Kıbrıs mektubuyla bilinen Johnson Demokratların yeni adayı oldu. Karizmatik siyasi kimliği ve aşırı militarist fikirleriyle tanınan Barry Goldwater ise Cumhuriyetçilerin adayıydı.

Goldwater tam bir anti komünistti. Fikirleri nedeniyle ona “Mr. Muhafazakar”’lakabı takılmıştı. Kampanyasında Vietnam’da nükleer silah kullanmaktan Küba’yı işgal etmeye ve hatta Kremlin’e bir kaç atom bombası sallamaya kadar varan aşırı fikirler dile getiriyordu. Komünizmin yayılışını engellemek için nükleer dahil her türlü silah gücünü kullanmayı vaadediyordu. Sloganı “In your heart, you know he’s right. / In your heart, you know he might” (Kalbiniz onun haklı olduğunu biliyor / Kalbiniz onun -nükleer - kullanabileceğini biliyor) şeklindeydi.

Papatya spotu ve barışçıl aday konumlaması

Lyndon Jonhson’ın kampanyasını DDB’den Tony Schwartz üstlenmişti. Schwartz, seçim kampanyasında Goldwater’ın yüksek iradeli liderlik imajına karsı Johnson’ı barışın sesi olarak konumladı. Schartz’ın yarattığı “Papatya Spot” olarak bilinen şu film seçimlerin sonucunu belirledi:


Johnson kampanyası bu filmle, “Ya yeryüzünde birlikte yaşamayı öğreneceğiz yada karanlığa gömüleceğiz. Ya hep birlikte yaşayacağız veya öleceğiz. Bu seçimde evde kalmanın maliyeti çok yüksek” diyordu.

Johnson için zamanın ruhuna ve seçmenin beklentilerine uygun bir konumlama yapılmıştı. Amerikan seçmeni savaşı değil, barışı ve sağ duyuyu seçti. Goldwater tüm gücüne rağmen % 38.5 oy alabildi. Johnson ise % 61.1 oy alarak tüm zamanların en önemli rekorlarından birini kırdı.

(Meraklısına not: Kennedy %49.7, Bill Clinton % 43, Obama %52,9 oy oranıyla kazanmıştır.)

Kampanyasındaki “barışçıl lider” konumlamasının tersine, Lyndon B. Johnson başkanlığının ilk yılında Vietnam’a askeri müdahele kararı verdi. Bu karar ona o kadar itibar kaybetti ki, 1968 seçimlerinde ikinci kez aday dahi olamadı.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve konumlandırma

Bundan tam 20 gün sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başına gideceğiz. Bu 20 gün, yarışan 3 adayın konumlarının netleştirilmesi için kullanılabilecek en kritik zaman.

Adaylardan Başbakan Erdoğan, hem içeride hem dışarıda şahin politikaların savunucusu. Mısır’dan Suriye’ye, İsrail’den Irak’a kadar bölgesel ilişkiler, tamir edilmesi zor noktalara geldi. Gezi sonrasında Erdoğan’ın politikalarına asla güven duymayan bir çoğunluk oluştu. Buna rağmen Erdoğan, “Yeni Türkiye” dediği bir vizyonun iletişimini yapıyor. Bu vizyonu anlatabilirse 30 Mart’ta % 44 olan oyunu artıracak.

6 siyasi partinin ortak adayı olan Prof. ihsanoğlu, huzurun ve toplumsal birliğin temsilcisi olmak üzere ortaya çıkarılmıştı. Fakat iletişim stratejisi kafaları karıştırdı.

İhsanoğlu “ekmek” vurgusuyla iş ve aş derdindeki, ekmek kavgası içindeki halkın yanında yer alacağını mı söylemek istiyor, yoksa ülkeye sevgi saygı dirlik tohumları ekeceğini mi ifade etmek istiyor, netleştirmeli.   
  • Sevgi saygı tohumları ekmek son derece sembolik, duygusal bir vaattir ve aday açısından belirli bir konuma işaret eder. 
  • Eğer İhsanoğlu halkın sofrasındaki ekmeği kendisine mesele ettiğini söylemek istiyorsa daha farklı bir konumu kendine seçmiş demektir ki bu kez de  “sevgi - saygı” duygusallığı ve sembolizmi içerisinde tutum alamaz. Daha somut, günlük hayatın gerçeklerine daha fazla temas eden bir dille iletişimini kurmak durumundadır.
  • “Ekmek” kelimesinin farklı anlamlarıyla verilmeye çalışılan mesajlar siyasal konumlandırma açısından büyük bir belirsizlik ve önemli riskler içeriyor.

Kalan zamanda bu karışıklığın giderilmesi şart. Aksi taktirde, kendisini aday gösteren siyasi partilerin  % 44 civarındaki toplam tabanlarında hissedilmekte olan bölünme, trajik sonuçlar doğurabilir.

Demirtaş ise, etnik bir davanın değil, tüm seçmenlerin taleplerinin savunucusu konumunu elde edebilirse % 7-8 civarındaki tabanını genişletebilecek.

Zamanın ruhuna uygun konumlama seçim kazandırır

Kalan 20 günde konumlarının açık ve net olmasını sağlamak adayların en temel ihtiyacı. Aksi halde yaptıkları iletişim sonuçsuz kalabilir.

Konumu zamanın ruhuna ve seçmenin beklentilerine uygun çizilmemiş aday, siyaset sahnesine geldiği hızla gider.

21 Temmuz 2014, Radikal- Yeni Akıl, http://www.radikal.com.tr/yazarlar/necati_ozkan/gurultu_yapma_konumlama_yap-1202899

Hiç yorum yok: