10 Ekim’de
Ankara’da yaşadığımız ve tarihimize kapkara bir gün olarak geçecek olan “Kanlı Cumartesi”nin mağdurları şu an kendi
başlarına olayın acısını yaşıyorlar. Acıları sonsuz ve bu acıların dinmesi kolay
olmayacak. Çünkü son derece masum, barışçıl bir talep ile Ankara’ya gidip, Tren
garında buluşmuşlardı ve istedikleri tek şey bu ülkede 7 Haziran’dan bu yana
akan kanın durdurulması için kamuoyu oluşturmaktı.
Olay henüz
taptaze ve herkes kendi acısıyla baş başa. Ama bu insanlar, bu ülkede devlet devlet olarak yapması gereken görevleri
tam olarak yapmadığı/yapamadığı için hayatlarını kaybettiler, uzuvlarından
oldular, kalıcı veya geçici olarak yaralandılar.
Dile kolay,
100’den fazla can kaybından ve 500’den fazla yaralıdan bahsediyoruz... Ateş
düştüğü yeri yakıyor...
Hayatlarını
kaybedenlerden aile reisi durumunda olanlar, bundan sonra ailelerine
bakamayacak. Hayatlarını kaybeden öğrenciler, okullarını bitirip ailelerinin
bütçesine katkı sağlayamayacak. Yaralı kurtulanların bir kısmının hayatı, bir
daha eskisi gibi olamayacak. Bir kısmı belki kendine bile bakamayacak...
İşte tam bu
noktada bir devletin gerçek bir devlet olup olmadığı konusunda önemli sınavlardan
biri gündeme gelecek, gelmelidir: Kurbanlara ve ailelerine devletin yardım
elinin uzatılması.
Devlet, kendi yetersizliğinin sorumluluğunu yerine
getirip, “terör mağdurlarına tazminat”
kapsamında gereğini yerine getirecek mi?
ABD ÖRNEĞİ
Örneğin ABD’nin 11 Eylül saldırısında
“Yaralanan ve hayatını kaybeden her sivil için 250 bin ile 50 milyon dolar
arasında tazminat ödenmiş 2.551 ölü ve 215 ağır yaralıya toplam 8.7 milyar dolar ödeme yapılmıştı.”
Muhtemelen şu
anda hiçbir kurbanın yada yakınının öncelikli meselesi bu değil. Ama olacak. Onlar
düşünmese bile devletin düşünmesi gerekecek.
Başbakan Yardımcısı Numan
Kurtulmuş dün akşam saatlerinde bu konuda bir bakanlar kurulu kararından
bahsetti ve "Ölenlerin yakınlarına
maaş bağlanması, kamuda istihdam sağlanması, çocuklarına burs gibi yasanın
emrettiği hususlarda ilgili adımlar atılmıştır" dedi.
Umarız bu
işlemler, yasal birer zorunluluk olmaktan öte, devletin, başlarına gelenlerdeki
sorumluluğu dolayısıyla mağdurlardan özür dilediğini hissettirecek bir yaklaşımla ve objektif maddi ölçütler
içerisinde gerçekleştirilir.
Bırakın Ankara Katliamını, ülkemizde yaşanan
herhangi bir terör olayı çerçevesinde konuşmak mağdur yakınlarının duyguları
açısından oldukça hassas olmayı gerektiriyor.
Ancak, başka
devletlerin terör mağdurlarına tazminat meselesine nasıl yaklaştığını görmek ve
o devletlerin sergilediği sorumluluk düzeyi ile Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’ninkini kıyaslamak son derece öğretici olabilir.
İNGİLTERE ÖRNEĞİ
7 Temmuz 2005 günü Londra’daki bombalı saldırılarda ölen 52 kişiden biri de bir Türk’tü. Bu
nedenle, İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Türkiye’nin
Londra Büyükelçiliği’ne bir yazı gönderdi.
İngiliz mevzuatına göre, “Bombalama olaylarında hayatını
kaybedenlerin birinci derece yakınları, bombalama olaylarında fiziki olarak
ciddi şekilde yaralananlar ve bombalama olaylarından psikolojik olarak
etkilenenler olmak üzere üç kategoriden birinde yer alanların CICA’ya (Suça Bağlı Yaralanmaları Tazmin Kurumu -
Criminal Injuries Compensation Authority) tazminat başvurusunda bulunabilecekleri”ni
bildirdi.
Türkiye
Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde bu yazının resmi bir özeti
bulunuyor. Bu yazıyı okumayı ve iki devlet arasındaki farkın bir nicelik farkı
mı yoksa, nitelik farkı mı olduğuna karar vermeyi okura bırakıyorum.
7 Temmuz
tarihinde Londra'da meydana gelen bombalama olaylarının mağdurlarına Suça Bağlı
Yaralanmaları Tazmin Kurumu (Criminal Injuries Compensation Authority - CICA)
tarafından tazminat ödenebileceğine dair, İngiltere Dışişleri Bakanlığınca
Londra Büyükelçiliğimize iletilen yazıda,
- Bombalama olaylarında hayatını kaybedenlerin
birinci derece yakınları,
- Bombalama olaylarında fiziki olarak ciddi
şekilde yaralananlar ve
- Bombalama olaylarından psikolojik olarak
etkilenenler olmak üzere üç
kategoriden birinde yer alanların CICA'ya tazminat başvurusunda
bulunabilecekleri belirtilmektedir.
Bombalama olaylarında birinci derece
yakınlarını kaybedenlere (anne-baba,
eş, çocuk, birlikte yaşanan partner) temel ödeme olarak başsağlığı ödemesi (Breavement payment) yapıldığı belirtilen
yazıda, bir kişi tarafından başvuruda bulunulması halinde başsağlığı ödemesinin
11,000 Sterlin, birden fazla kişinin başvurması halinde ise her birine
5,500 Sterlin ödeme yapılacağı kaydedilmektedir.
Bombalama olaylarında hayatını kaybeden şahsa
mali olarak bağımlı olan kişilerin mali kayıpları için tazminat başvurusunda bulunabilecekleri
belirtilen yazıda, örnek olarak hayatını kaybeden kişinin çocuğunun tazminat
başvurusunda bulunması halinde çocuğa 18 yaşına kadar yılda 2,000 Sterlin
tazminat ödenebileceği ifade edilmektedir.
Yazıda, bombalama olayında hayatını kaybeden
kişinin cenaze giderlerinin CICA tarafından tazmin edilebileceği ifade
edilmektedir.
Bombalama olaylarında fiziki olarak ciddi
şekilde yaralanan kişilere ilişkin
olarak bahsekonu yazıda, bu kişilere durumlarına bağlı olarak 1,000 Sterlin ila
250,000 Sterlin arası ödeme yapılabileceği belirtilmektedir. Buna ilave olarak,
bu kategoride yer alan kişilerin, en az 28 hafta işlerine bu sebeple devam
edememeleri halinde, gelir kayıpları, tıbbi harcamaları ve bakım giderleri için
CICA'dan tazminat alabilecekleri ifade edilmektedir.
Bombalama olaylarına bağlı travma geçirdikleri
doktor veya daha ciddi vakalarda psikiyatrist tarafından tespit edilen kişilere ilişkin olarak ise bu kategorideki kişilere
durumlarına bağlı olarak 1,000 Sterlin
ila 27,000 Sterlin arası ödeme yapılabileceği belirtilmekte, ayrıca bu
kişilerin en az 28 hafta işlerine bu sebeple devam edememeleri halinde gelir
kayıpları, tıbbi harcamaları ve bakım giderleri için tazminat alabilecekleri
ifade edilmektedir.
Radikal, 14 Ekim 2015