|
Koalisyon pazarlıkları başlıyor. |
1. Gerçekten ortaklık kurmak istiyor musunuz?
Pazarlığa başlamadan
önce koalisyon ortaklığına kesin kararlı olduğunuzdan emin olun. Eğer
partinizin tabanı koalisyon fikrine hazır değilse pazarlığa hiç başlamayın. Ayrıca
pazarlığa başlamadan önce muhatabınızın
opsiyonları konusunda da emin olun. Sizinle değil de bir başka parti ile nerelere
kadar pazarlık yapabileceğini ve neleri kabul edebileceğini iyice bir tartın. Başlamadan
önce gerekli tüm kanalları kullanarak mümkün olduğunca bilgi toplayın,
sürprizlerle karşılaşmayın.
2.
Aşırı hevesli gözükmeyin.“Bu hükümette mutlaka yer
almalıyız” diye yola çıkarsanız baştan kaybedersiniz. Pazarlık yaparken belli
konu ve koltukları aşırı önemsediğiniz ortaya çıkarsa, elinizi gereğinden fazla
açık etmiş olursunuz. Pazarlığa sizin için ikincil derecede önemli konulardan başlayın.
Yol aldıktan sonra asli konulara girersiniz. Muhatabınız, sizin mutlaka sonuç
almak istediğiniz konu ve koltukları baştan bilmemeli.
3. Ortaklığı ve ortağınızı kötülemeyin. En yanlış pazarlık şekli, koalisyonu ve potansiyel
ortağı kötüleyerek pazarlığa başlamaktır. Bu durum hem muhatabınız olan lideri
ve parti yönetimini incitir, hem de sizinle devam etme kararından uzaklaştırabilir.
Pazarlık yaparken kullanacağınız dil, gerek pazarlığın gidişatını, gerekse kurma
ihtimaliniz olan ortaklığınızın iklimini belirleyecektir.
4. Pazarlık heyetinizi hazır edin. Mutlaka pazarlık becerisi yüksek kişilerden
oluşan bir heyet kurun. Heyetteki her bir kişinin görev tanımı ve görev
paylaşımı net olsun. İyi polis - kötü polis rollerini önceden dağıtın. İyi
polis rolünü oynayacak kişi nereye kadar iyi olması gerektiğini, kötü polis
olması gereken kişi ise ne kadar kötü olabileceğini baştan bilsin. Pazarlığa
başladığınızda, önce heyetiniz pazarlığı yapsın. Heyetiniz elde edebileceğini
sonuna kadar etsin. Gelinen ortak noktalardan sonra heyetin sonuç alamadığı
konuları parti liderinizin pazarlık gücüne bırakın.
5. Pazarlık hakkınız ama, işi at pazarlığına
da vardırmayın. Son detaya kadar
pazarlık hakkınızdır. Ama işin cılkını çıkarıp tüm süreci bir at pazarlığına dönüştürmeyin.
Pazarlığa başladığınızda sonuç almak istediğiniz konu ve koltukları gözden geçirirken, muhatabınızın pozisyonlarından emin olun. Eğer muhatabınızın
geri adım atmayacağını kesin bildiğiniz konu ve koltuklar varsa, o alanlarda pazarlığa
hiç girmemek belki de en doğrusu olacaktır. Muhtabınızın asla ilgilenmediği
veya az ilgilendiği konu ve koltuklar varsa, bunları pazarlık konusu yapmadan
elde edecek beceriyi sergileyin. Ana konulardaki pazarlıklarınızı bitirip el
sıkışacak noktaya geldiğinizde “Şu şu konular ve koltuklar sizin
ilgilenmediğiniz alanlar. Bu konu ve koltukları kabinemizin ortak başarısı için
üstlenmeyi görev kabul ediyoruz” deyin ve sahiplenin.
6-
Doğru zamanı kollayın. Sizin
için pazarlığa en uygun zamanı seçin. Hele ki, muhatabınızın bir başka parti ile
görüşüp, anlaşamama ihtimali olduğunu öngörüyorsanız… Tek alternatife düşme
durumunuz varsa, bunun gücünü kullanabileceğiniz zamanı bekleyin. Ama yanlış
hesap yapma ve pazarlık masasına hiç oturamama ihtimaliniz olduğunu da
öngörmelisiniz. Pazarlık sürecinde adil olmalısınız. Muhatabınızın kendi koltuğunu koruma iç
güdüsüyle aşırı tavizkar davranmasından faydalanmaya kalkışmayın. Unutmayın
tarafların içine sinmeyen pazarlık, zannettiğinizden daha kısa sürede bozulur. Kazık atmayın. Çünkü kazık atan kazık yer.
7-
Taktik savaşlarını rahatça sürdürecek bir psikolojiyle
başlayın. Unutmayın,
dünyanın en önemli işini yapmıyorsunuz. O yüzden pazarlıkta rahat olun.
Gerekirse blöf yapabilir, ihtarlar verebilir, abartılı tepkiler sergileyebilirsiniz. Gerekirse restleşebilirsiniz. Elinizdeki her imkanı kullanın. Ama işler gerçekten kördüğüm noktasına
gelirse, sessiz kalın. Muhatabınız sizle ortaklığı cidden düşünüyorsa sessiz kalmanızın
muhtemel risklerini hesaplayacaktır. Karșı taraf samimiyetten uzaklaşıyor ve sadece taktik
savaşı yürütüyorsa, kendilerini samimiyete davet edin. Ve nezaketten hiçbir
zaman taviz vermeyin. Hedeflediğiniz
noktaya ulaşamıyorsanız kestirip atmak yerine, pazarlığa 24 saat ara verin.
8- Pazarlığı kişiselleştirmeyin. Başladığınız pazarlığın tümden siyasi bir
pazarlık olduğu aklınızdan çıkmasın. Hiçbir suretle pazarlığı kişiselleştirmeyin. Pazarlık süreci muhatabınıza
kişisel üstünlük kurma süreci değildir. Kesinlikle kızmayın, bağırmayın, çağırmayın,
hakaret etmeyin. Sinirleriniz alınmış olsun. Amacınız mümkün olan en yumuşak yolla, en esprili dille pazarlık
sürecini yönetmek ve muhatabınıza isteklerinizi maksimum derecede kabul
ettirmektir.
9. Almadan vermeyin. Bir şeyler verecekseniz,
azar azar verin. Muhatabınıza
alternatifler sunun. Süreci önceden mümkün olduğunca planlayın. Sürecin akışını
kontrol etmek için karșı tarafı her aşamada dikkatlice dinleyin. Söylenen,
söylenemeyen ve söylenmek istenenleri iyi kavrayın. Değișen şartlara hazırlıklı
olun. Unutmayın, anlașma noktasına gelinse bile tekrar pazarlık yapabilirsiniz.
10. Pazarlığı, şahsınız ya da partiniz
değil, ülkeniz için yapın! Eğer
bu son kurala samimiyetle uyacaksanız, siz en iyisi, muhatabınızı alt etmeyi hedefleyen, yukarıdaki bütün maddeleri unutun. Demokrat, şeffaf ve ilkeli
olun. Partinizin
çıkarları ile ülkenin çıkarlarının çatıșacağı her halde ülke çıkarlarını
gözetin. Ülkenin
olağanüstü koşullarının ve 7 Haziran’ın anlamının farkında olun, yeter!